Fallout evreninin neden bu kadar özel olduğunu hiç düşündünüz mü? Belki de bunun nedeni yalnızca geleceğin felaketiyle değil, aynı zamanda geçmişin nostaljisiyle dolu bir dünyayı bizlere masalsı biçimde sunmasıdır. 1950’lerin o tatlı melodileri, yuvarlak hatlı arabaları, sevimli reklamları ve abartılı bilimkurgu fantezileri… Fallout serisi hepimizi bir zaman tünelinin içine çekip, ‘nostaljik gelecek’ diye bir kavramı yeniden tanımlamıştı. Bu büyüyü alın, evreni uzaya taşıyın ve üstüne Obsidian’ın mizah anlayışını serpin – işte karşınızda The Outer Worlds 2 var!
Fallout: New Vegas’la aklımızı başımızdan alan Obsidian, bu kez uzayın tozlu köşelerine daha fazla rasyonel delilik serpiştiriyor. Artık radyasyonlu çöllerde değil, neon ışıklarıyla parlayan dev uzay istasyonlarında, parlak plastik gülümsemelerin arkasına gizlenmiş karanlık sistemlerin arasında dolaşıyoruz. Fakat bu, alıştığınız soğuk ve ciddiyetle dolu bilimkurgu değil; burada mizah var, eleştiri var ve elbette bol bol saçmalık var. Çünkü Obsidian, mizahsız evreni kabul etmez.
Arcadia: Kapitalizmin Kozmik Hali
Bu seferki yolculuğumuzun adresi Arcadia Sistemi. Adı kulağa huzurlu gelse de, burası kaosun tam merkezi. Oyun bize bir Earth Directorate ajanı olarak başlama fırsatı veriyor. Görevimiz basitmiş gibi görünüyor: galaksinin çıkar çatışmalarına düzen getirmek. Fakat Obsidian oyunlarında hiçbir görev uzun süre ‘basit’ kalmaz. İlk beş dakikada ihanete uğruyor, ekip arkadaşlarımızı kaybediyor ve gözlerimizi 10 yıl süren bir uykudan sonra tekrar açıyoruz. Tuhaf şekilde hayatta kalmışız; ama dünya, daha doğrusu uzay asla eskisi gibi değil.

Arcadia’nın dört bir yanında farklı ideolojiler hüküm sürüyor. Bir yanda kâr hırsını kutsayan Auntie’s Choice şirketi, diğer yanda matematikle aydınlanmayı vaat eden Order of the Ascendants tarikatı; ve eski sistemin kalıntılarını ayakta tutmaya çalışan Protectorate. Biz ise bu üç kaotik yapının ortasında bir piyon mu, yoksa yeni düzenin efendisi mi olacağımıza karar veriyoruz.

Obsidian’ın DNA’sı: Seçimler, Sonuçlar ve Bol Mizah
Her iyi RYO oyuncusunun yürekten bildiği gibi, Obsidian hikâyeyi sadece anlatmaz; onu oyuncuyla birlikte inşa eder. The Outer Worlds 2 de bu geleneği sürdürüyor. Her konuşma, her karar bir başka kapıyı aralıyor. Oyunda skandal bir şirketin gizli laboratuvarına sızıp verilerini çalmak mı istiyorsunuz? Belki de onları ikna edersiniz… ya da basitçe tümünü havaya uçurursunuz. Her ihtimal mümkün ve her biri kendi hikayesini yaratıyor.

Yetenek sisteminin çeşitliliği sayesinde neredeyse her şey için bir alternatif çözüm yolu var. Kapıları hackleyebilir, makineleri mühendislikle tamir edebilir, düşmanlara sessizce yaklaşarak Stealth Kill yapabilirsiniz. Tabii stealth yeteneğinizi artırmadıysanız, bir tencerede beş dakika sessiz kalamayacak kadar gürültü de çıkarabilirsiniz. Neyse ki oyunun kara mizahı sizi bu başarısızlıklarınızda bile eğlendirmeyi başarıyor.

Flaws (Kusurlar) sistemi ise oyunun eğlencesini bambaşka bir seviyeye taşıyor. Fazla atıştırma mı yaptınız? Tebrikler, artık obursunuz! Savaşlarda yavaşlayabilir ama hamburger gördüğünüzde gözleriniz parlar! Çok mu hırsızlık yaptınız? Artık kleptomansınız, yani istemsizce masaüstündeki kalemi bile çantasına atmaya çalışan biri! Bu sistem ansızın karşınıza çıkan rol yapma fırsatlarıyla karakterinizi benzersiz kılıyor.
Silahlar, Galaksiler ve Deliliğe Açılan Kapılar
Silah çeşitliliği mi dediniz? TOW2 size cephaneliği değil, direk silah fabrikasını sunuyor. Plazma tüfeklerinden duvarlardan seken zehirli toplara, hatta ateş ettiğinizde mini kara delikler açan tüfeklere kadar her şey var. Hatta bazı silahların isimleri bile mizah yüklü; ‘Son Fısıltı’, ‘Kozmik Tavuk’ ya da ‘V.A.L.’ adlı konuşkan dronunuzun verdiği anlamsız lakaplar…

Savaş sisteminin akıcılığı da dikkat çekici. Artık sadece mermi sıkmıyor, dans ediyorsunuz adeta. Düşmanlarınızı üzerinize sıçrayan asitlerle, lazerlerle, hatta şarjlı çekiç darbeleriyle eritiyorsunuz. Zamanı yavaşlatma özelliği ise aksiyonu adeta bir holo-filmin estetiğine dönüştürüyor. Biraz Fallout, biraz Cyberpunk, bolca Obsidian çılgınlığı!

Yoldaşlarınızın Derdi, Sizin Dramanız
Her yoldaş ayrı bir karakter dersi gibi. Niles duygusal bir çaylak, Inez kariyer peşindeki hırslı bir karakter, Aza ise kozmosun ruhunu çözmeye kafayı takmış bir mistik. Her biriyle ayrı hikâyeler yaşıyor, bazen dost oluyor, bazen de kararlarımız yüzünden düşman kesiliyoruz. Oyunun bu kısmı Obsidian’ın klasik karakter derinliğini hatırlatıyor: bir anda kahkahalarla gülerken, saniyeler sonra ciddi felsefi tartışmalara dalıyorsunuz.

Bazı yoldaş görevleri komedi unsurlarıyla doluyken, bazıları ruhunuzu epey sarsabiliyor. Bu çeşitlilik, The Outer Worlds 2’yi bir ‘görev listesi tamamlama oyunu’ olmaktan çıkarıp, bir rol yapma tiyatrosuna dönüştürüyor. Savaş meydanında onlara güvenmek konusunda biraz sorunlar yaşansa da (zavallılar genellikle tam aksiyonun ortasında bayılıyorlar), karakter dinamikleri o kadar güçlü ki bu kusurlar kolayca affediliyor.

Uzayın En Mizahi Felaketi: Final ve Düşündürdükleri
Oyun boyunca ilerlerken dünyanın, pardon uzayın, yalnızca şirketler ya da tarikatlarla dolu olmadığını fark ediyorsunuz. Her seçim insan doğasının açgözlülüğünü, kibirini veya çaresizliğini yansıtıyor. The Outer Worlds 2 yalnızca bir oyun değil; aynı zamanda kapitalizmin absürtlüğüne gülerek bakmamızı sağlayan bir hiciv eseri. Bunu kimi zaman diyaloglardaki zekice yazılmış esprilerle, kimi zamansa absürt teknolojilerle yapıyor.
Sonuç mu? Dört gezegen, iki uzay istasyonu, sayısız görev, bitmeyen yan hikâyeler ve New Vegas’tan beri hissetmediğimiz bir tatmin duygusu. The Outer Worlds 2, Obsidian’ın sadece iyi hikâye anlatan bir stüdyo olmadığını, aynı zamanda deli dahilerin oyun dünyasındaki son temsilcilerinden biri olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Eğer Fallout: New Vegas size ‘gerçek RYO nasıl olur’ sorusunun cevabını verdiyse, The Outer Worlds 2 onun gökyüzüne açılmış uzaylı kuzenidir. Ve evet, şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: New Vegas’tan beri böylesine eğlenceli, zeki ve kıkır kıkır bir oyun oynamamıştım!










keşke Oyun kesinlikle stabil ama fiyatlar biraz abartı ya 😒 biraz daha makul olabilirdi hani. Ama yine de denemeye değer, atmosferi sağlam 👍
Fallout serisinden sonra The Outer Worlds 2 biraz karışık geldi. Daha çok karakter ve hikaye odaklı olabilirdi bence. Yine de atmosfer süper, oyna oyna bitmiyor 😁✌️ 💯.